İç kulağın denge ile ilgili kısmındaki sıvı basıncının artması ile menier hastalığının belirtileri oluşur. İç kulak hipertansiyon hastalığı da denebilir. Genellikle baş dönmelerinin çoğuna hatalı olarak menier hastalığı teşhisi konulmaktadır. Ancak meniere hastalığı için
Bu üç semptom birlikte olmasında menier hastalığı teşhisi konulmaz. Meniere tek veya iki kulağı tutabilir.
İç kulağın denge kısmında sebebini hala tartışmakta olduğumuz sebeplerden ötürü sıvı miktarı artmaya başlar. Bu aşamada kulakta dolgunluk, işitme azlığı ve uğultu başlar. Bu semptomların ardından bulantı ve şiddetli baş dönmesi gelir. Şiddetli baş dönmesi ve kusma ile atak sonlanır. Uğultu azalır, işitme normale döner, baş dönmesi geçer. Atak birkaç saat içinde sonlanır, nadiren 12 saati bulur. Atakların tekrarlama sıklığı kişiye göre değişir. Atakların sık olması durumunda işitme aşamalı olarak azalır, baş dönmeleri daha az rahatsız edici hale gelir.
Meniere hastalığı kronikleştiğinde yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkiler. Günlük yaşam tarzı düzenlemeleri ve stres yönetimi önem arzetmektedir. Tuz kısıtlamasına, düzenli egzersizlere uyulmasını tavsiye ediyoruz. Tedavi, dolaşım düzenleyici ilaçlar ile atakları önleme ve damardan verilen ilaçlarla atağı sonlandırma olarak iki ayrı yaklaşımla düzenlenmektedir.
Koruyucu önlemler ve tedavi ile kontrol altına alınamayan Meniere hastalarımızda kulak içine enjeksiyon ile başarılı sonuçlar elde etmekteyiz. Mikroskop altında ince uçlu enjektör ile iç kulağın yuvarlak penceresi üzerine gelecek şekilde ilaç uygulayarak buradan emilimini amaçlıyoruz. Bu şekilde verdiğimiz ilaçların sistemik etkisi olmadan iç kulakta yoğunlaşması sağlanmaktadır.
Kulak içine enjeksiyon tedavisi ile önceki yıllarda tedaviye dirençli hastalarda uygulanan ameliyatla denge sinirinin kesilmesine hemen hemen gerek kalmadan hastalarımızın tamamına yakınını tedavi edebilmekteyiz.